Gizem Modalı Resmi Blog Sayfası

Işık...

By 05:56

Yıldızlara dokunasım var bu gece, gecenin rengine aldanasım. 
Yeşil yeşil erik vermiş ağaçların çiçekleri saçlarıma konuyorken, durmaksızın koşmaya başlıyorum. Uzaklara gideceğim birazdan. Biletimi alıyorum. İhtiyacım olan yalnızca bir harita. Unutmadan, biraz da cesaret almalıyım yanıma. Bilinmezliğin inanılmaz keyfine doğru gözlerim dalıp gidiyor. Gizemi çözemedikçe araştırasım, keşfedesim, kendime doğru bir yolculuk yapasım geliyor. Platolar, ovalar, dağlar aşıyorum. Vahşi hayvanlardan kaçıyorum, bir filin üzerinde ilerlerken şarkılar söylüyorum. 
Güneşin ilk ışıkları yüzüme vururken, görmekte güçlük çektiğim bir ufuk noktasına bakıyorum. Ufak bir mola veriyorum, zaman kavramını yok etmek istiyorum anlaşılan. Bedenim olabildiğince rahat. Güzeli görüyorum, güzele bakıyorum. Bir su damlası değiyor omzuma, sonra bir tane daha, damlalar biraz daha hızlanıyor, gökyüzü grileşiyor, toprak kokusu geliyor ardından, ve bu yağmurun sesi. Kendi eksenimde dönüyorum, durmuyorum, durmuyorum, durmam için neden yok, ıslanıyorken gülümsüyorum bütün benliğimle, samimiyet eşlik ediyor bana. Çıplak ayak koşmaya devam ediyorum, eski bir şato çıkıyor karşıma. Prensini kaybetmiş prensesler bile mutlu burada. Özveri, anlayış, güven ve yalnızca sevginin hüküm sürdüğü diyarlardayım. Ufak çocukların sıcak kalplerini hissediyorum. Saflık, yumuşaklık, dinginlik damarlarımda dolaşmaya başlıyor. Dolaştıkça gözlerimden yaşlar akmaya başlıyor. Arınıyorum, arınıyorum... Derinlerime iniyorum, korkularımla yüzleşiyorum, onlarla el sıkışıyorum, affediyorum kendimi, affediyorum herkesi. Güneş parlıyor yeniden. İlerliyorum, ilerliyorum, bir yol ayrımına geliyorum. Buraya "kader" deniyormuş. "Birini seç" yazıyor tahta bir tabelanın üzerinde. "Görmek" yönü  ve "Görmemek" yönü. "Görmek" yönüne bakıyorum. Canlı ağaçlar, kelebekler var, yemyeşil bir yol, çiçeklerle dolup taşmış. "Görmemek" yönüne bakıyorum. Cılız bitkiler, susuzluktan kurumuş yolu var buranın. İçimden geleni yapıyorum, düşünceleri teslim ediyorum, gözlerimi kapıyorum. Kuş sesleri geliyor, bir yandan sonsuz bir sessizlik var. Seçim yapmalıyım biliyorum. 

İçimdeki ses fısıldıyor ipucu verir gibi... - "Görünen mi? , Görünmeyen mi?"  
Ben: "Mutlu olmak istiyorum" diyorum. 
Ses: "Önce onu haketmelisin" diyor.
Gözlerimi bir kez daha açıyorum. Karanlık yolun sonunda bir ışık parlıyor birden, ufacık bir ışık... Sadece hissettiklerimi dinliyorum ve hızlı adımlarla "görmemek" yönüne giriyorum. Ayaklarım acıyor hafiften, sert bir rüzgar çıkıyor içimi ürperten, pes etmek geliyor içimden, hafiften pişmanlık sarıyor içimi. Direniyorum, korkmuyorum ve yorgun düşüyorum. Bırakıyorum, artık aldırmıyorum, bedenim alışıyor bu acıya... Az sonra ansızın fırtına diniyor, rehberim olan yıldızlar Güneş'e teslim ediyor görevini. Yol her adımımda biraz daha canlanmaya başlıyor. Yaratıcının çağrısı bu duyuyorum, ruhuma ulaşıyorum. 

Ben kendimi gördüğüm de değil, görmediğim de buldum... Her zayıf kalmış şey, sen ona anlam kazandırdıkça, onda sevgiyi görmeye niyet ettikçe güçleniyor, güzelleşiyor ve güzelliğiyle sana armağan edilen kaderin oluyor. Başka ne isterki insan?
Sonsuz bir kumsalda buluyorum kendimi sonunda. Dalgalar ayaklarıma vuruyor ağır ağır. Mavinin tadını çıkarıyorum. Dalıyorum berrak ve serin suyun içine. Gücümün yettiği yere kadar yüzüyorum, bir kıyıya çıkıyorum. İncecik kumların üzerine basıyorum. Bir deniz kabuğu alıyorum elime. Kumun üzerine bir hatıra bırakıyorum ufak bir notla;
"ALDIRMA, GÜVEN O'NA..."



Hayat görünenden ibaret değil, şartlar ne olursa olsun ışığını bulmak istiyorsan karanlığını kabullen, doğduğun anda sana lutfedilmiş güzellikleri farket, onları izle ve hislerine bir an olsun izin ver. ;) 
Yaratıcının sevgisi üzerinize olsun! 
Gizem.

You Might Also Like

1 yorum

  1. Hiçlik denizinden Gizem damlasına sesleniyorum. Hey sen yani ben! Seni seviyorum...

    YanıtlaSil